ein Bild ein Bild
   
  ARDANUÇ BEREKET KÖYÜ
  ARTVİN İLÇELERİ
 

Yusufeli

 

Yusufeli 'nin aslinda merkez ilçe olarak pek uzunca bir tarihi yok çünkü ilçe merkezi 1950 yilinda bu günkü yerine tasinmistir.Ilçe merkezi daha önceleri Ögdem köyü ve Ersis köyleri arasinda defalarca degismisti.Bunun nedeni ozamanlar simdiki ilçe merkezi pirinç tarlalariyla doluydu ve bölgede pek kimse ikamet etmiyordu.Ögdem köyünün diger köylere esit uzaklikta kalmasi ilçe merkezi olmasinda önemli bir faktördür.Daha sonra çikan Osmanli-Rus savaslari yillarinda ilçe merkezinin Erzuruma baglanmasi nedeniyle ilçe Ersis'e tasinmis savaslardan sonra yine Ögdem'e nakledilmistir.Osmanlı hakimiyeti ile beraber bugünkü Yusufeli ve Artvin'i içine alan bölgede kurulan Livane Sancağı nedeniyle Yusufeli Livane adıyla anılmaya başlandı.Daha sonra Yusufeli'nde Kiskim ve Peterek sancakları kurulunca Yusufeli için Kiskim ve Peterek adları kullanılmıştır.Kiskim Sancağı Yusufeli ilçesi adının Kiskim olarak belirlenmesini sağlamıştır.1879 da kurulan ilçeye Kiskim adı verilmiştir ve 1912 yılına kadar Yusufeli'inin resmi adı Kiskim olmuştur. Kiskim adı ile Ankaranın Keskin ilçesi arasında ki isim benzerliği dolayısıyla içişleri bakanlığının girişimiyle ilçeye yeni bir isism aranmaya başlanır.Bunun üzerine zamanın kaymakamı Necati Bey ilçe idare kurulunu toplayarak ilçeye yeni bir isim bulunması konusunu tartışmaya açar.Tartışmalar sürerken kaymakam odasının duvarında asılı duran devrin padişahı V.Mehmet(Reşat) veliahtı Yusuf İzzettin Efendi'nin resminde hareketle ilçeye Yusuf-ili ismini önerir. Kaymakam Necati Bey'in Yusuf İzzeddi'nin adına önerdiği "Yusuf-ili" ismi kabul edilir.Bulunan bu yeni isim içişleri bakanlığınca da onylanarak 1912 yılında kabul edilir ve zamanla YUSUFELİ adını alır.» EKONOMİNüfusun % 70’i gurbetçilikle, % 30’ u da tarımla uğraşarak geçimini temin eder. İpek halıcılığı, halıcılık ve kilimcilik yeni aile işletmeciliği şeklinde evlere girmeye başlamıştır. Ayrıca Arıcılık, balıkçılık ve tavukçuluk gibi küçük aile işletmeleri ile aile ekonomisine katkı sağlanmaktadır. Sanayi tesisi bulunmayan ilçede istihdam sorunu yaşanmaktadır.

 

 

 

Şavşat

 

Şavşat, M.Ö.900-650 yılları arasında Urartu ve Kimmerler, daha sonraları sırasıyla Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler’in egemenliği altına girmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Rize ilinin Osmanlı topraklarına katılması sonrasında, Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka çevreleri de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’dan ayrılması üzerine Şavşat, Ardanuç , Oltu, Tortum ve Artvin yeniden Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır. 1829 yılında Ardanuç Sancağı’na bağlanan, 1877 - 1878 Osmanlı Rus savaşı sonrasında da 13 MART 1878 de imzalanan Berlin Antlaşması ile Batum, Kars ve Ardahan ile birlikte Çarlık Rusya’ya bırakılan ilçe, 1879 tarihinde resmen kesinleşen Osmanlı - Rus sınırı ile de Artvin, Ardanuç ve Borçka ile birlikte Anavatandan koparılmıştır. Daha sonra 1921 yılında imzalanan Gümrü Anlaşması ile Doğu sınırlarımız çizilmiş oldu. Şavşat ilçesi 27 Şubat 1921 tarihinde Ardahan Sancağına bağlı olmak üzere ilçe haline getirilmiş, 7 Temmuz 1921 tarihinde ise Artvin İline bağlanmıştır. Şavşat, Artvin’in diğer ilçelerinde olduğu gibi engebeli araziye sahip bir ilçedir. İlçede, tarımsal arazilerin sınırlı olması, sanayi tesislerinin bulunmaması, başlıca diğer sektörlerin de gelişmemiş olmasının sonucu olarak istihdam olanakları yetersiz kalmaktadır. Gelişime uygun potansiyeli bulunan turizm sektörünün ilçe ve il ekonomisine katkısının artırılması amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir. İlçe ekonomisi büyük ölçüde tarımsal üretime dayalıdır. Tarımsal üretim, ağırlıklı olarak, geleneksel aile tipi işletme yapısı şeklinde görülür. İlçe ekonomisinde önemli yeri bulunan hayvancılık, giderek azalan bir trend izlemektedir. 61 köyü bulunan ilçede, 16.037 adet büyükbaş ve 12.535 adet de küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Hayvancılık açısından son derece elverişli imkanlara sahip ilçede, hayvancılığın teşvik edilmesi amaçlı çalışmalar sürdürülmekte olup, bu kapsamda yönlendirme ve kamusal destekler sağlanmaktadır. Şavşat büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında arıcılık açısından da son derece uygun koşullara sahiptir. Arıcılık alanında da üreticilere, kamusal imkanlar dahilinde teşvik ve yönlendirme desteği sağlanmaktadır. Kültürel açıdan zenginliklerle dolu ilçede her yıl bir çok festival veya yayla şenliği düzenlenmektedir. Diğer ilçeler gibi dışarıya yoğun göç veren Şavşat kültürel özelliklerinden ödün vermemiştir.Aşağıda şavşat şivesiyle yazılmış bir şiir bulunmaktadır.

 

Murgul

 

Murgul 10. yüzyılda Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan bu bölge 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde Rusların istilasına uğramıştır. 1918 yılında geri alınan topraklar Sevr antlaşması ile sınırlarımızın dışında kalmış, 1920'de tekrar Türk Topraklarına katılmıştır. 1935-1950 yılları arasında merkez Damar iken sonradan ilçe merkezi Murgul olmuştur.1966 yılında Göktaş olarak ismi değiştirilen ilçenin ismi 1987 yılında tekrar Murgul olarak değiştirilmiştir. İlçede kamu sektörüne ait K.B.İ.A.Ş. Murgul İşletme Müdürlüğü mevcuttur. Faaliyet konuları içinde Bakır cevheri üretimi, cevher zenginleştirme blister bakır üretimi vardır. Ayrıca yan ürün olarak pirit konsantresi ve asit üretimi yapılmaktadır. İşletmede yaklaşık 680 işçi bulunmaktadır. İlçe ekonomisi büyük ölçüde bu işletmeye dayalıdır. Murgul’un arazi yapısının kıraç, dağlık ve ormanlık olması nedeniyle tarım arazisi yetersizdir. İlçenin 22.223 dekar tarım arazisi mevcuttur. Yetiştirilen sebze ve meyveler genellikle aile tüketiminin karşılanması amaçlıdır. İlçede büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. İlçede arıcılık gelişmiştir. İlçenin önemli gelir kaynakları arasında ormancılığın da yeri vardır

 

 

 

Hopa

 

Hopa, 1490-1512 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Osmanlı Devletine katılmıştır.1509 yılında bugünkü sınırlar dışında Gönye kalesinin fethi ve Sancak haline getirilmesi ile Hopa bu Sancağa bağlanmıştır.Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fetih sonucu Merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan ilçe, 1829 yılında Çarlık Rusya’sı ile imzalanan Edirne Antlaşması sonucu Ahıska’nın bu ülkeye verilmesi sonrasında Trabzon eyaletinin bir sancağı olan Batum’a bağlanmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Kars ve Ardahan’la birlikte Hopa, Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Ruslar’a bırakılınca, İlçe Rize Sancağına bağlanmıştır. İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Hopa Milli Sınırlarımıza dahil olmuştur. Hopa 1936 yılına kadar Rize İline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin iline bağlanmıştır. Hopa, Doğu Karadeniz Bölgesinin doğu bölümünde yer alır. İlçenin doğusunda Gürcistan Cumhuriyeti, batısında Arhavi, güneyinde Borçka ve kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır. İlçenin Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na uzaklığı 18 km., İl Merkezine uzaklığı ise 65 km.dir. Hopa, Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayan uluslararası karayolu üzerinde bir kavşak konumundadır. Hopa, il genelinde nüfus artış hızı (1990-2000’e göre) %o 5.43 ile en yüksek olan ilçe konumundadır. İlçenin toplam nüfusu 32.584’dür. İlçe merkezi nüfusu 15.445, köy nüfusu ise 17.139’dur. Belde belediyesi olan Kemalpaşa’nın nüfusu 4.238’dir. İlçenin yüzölçümü 289 kilometrekare, nüfus yoğunluğu ise 154 kişidir. İlçenin merkez ve Kemalpaşa Belde Belediyesi ile 29 köyü bulunmaktadır. Hopa, özellikle kırsal alan Karadeniz Bölgesinin tipik yerleşim özelliği olan dağınık yerleşim özelliklerini taşımaktadır.

 

Borçka

 

Artvin ve Borçka’nın da içinde bulunduğu bölgeye ilk yerlerşenlerin Orta Asyadan gelen “HURRİLER” olduğu yazılı kaynakların incelenmesinden anlaşılmaktadır. M.Ö 2000 yılından başlayarak Hurilerin yöreyi de içine alan geniş bir bölgede devlet kurdukları bilinmektedir. Daha sonra Urartuların Hitit İmparatorluğunun yıkılması ile Borçka yöresine kadar yayıldıkları, M.Ö 720-714 yılları arasında Kimmerler, M.Ö 655‘de Sakalar daha sonra da Arsaklıların egemenlik kurduklaraı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır.
M.S 576 Yılından itibaren bölgeye Bizanslılar hakim oldular. Halife Osman döneminde İslam Ordusu, 645 yılında Bizans ordusunu yenerek bu bölgeye hakim olmuştur. Sonraları Emeviler, Hazar Türkleri ve Bagratlılar bölgeye hakim olmuştur.
Büyük Selçuklu Devletinin kurulmasından sonra Artvin, Borçka, Şavşat, Yusufeli ve Ardanuç Selçuklu topraklarına katıldı(l063).Sonraları bölge Moğolların egemenligine girdi.Borçka ve çevresi Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği döneminde Osmanlı egemenliğine girdi. 1877-78 Osmanlı – Rus Harbinden sonra Kars, Ardahan, Artvin ve Batum ile birlikte Borçka da Anadolu’dan koparılarak Rus yönetimine bırakıldı. Bu tarihten sonra Borçka ve çevresi sık sık savaşlara sahne olmuştunr. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Antlaşması’ndan hemen sonra Batum, Artvin, Borçka ve çevresi İngilizlerce işgal edilmiş, İngilizlerin ayrılmasından sonra da bölgeye Gürcüler girmiştir. Gürcülerin hakimiyeti 9 Şubat l921 yılına kadar sürdü. T.B.M.M. ultimatonu ile Gürcüler bölgeyi terketmiş, 7 Mart 1921 yılında Borçka, Artvin ve çevresi kesin olarak Anayurda kavuşmuş oldu. Borçka İlçesi 7 Temmuz l921 tarihinde ilçe olmuş, 26 Haziran l926 tarih ve 877 sayılı kanunla da Bucak haline getirilmiş, 28 Mayıs l928 tarih ve 1288 sayılı kanunla da yeniden İlçe statüsüne kavuşturulmuştur.

 

 

Arhavi

 

1877 yılından sonra Batum ve Gönye havalisinin Rusların eline geçmesinden sonra Arhavi, Trabzon iline bağlı olan Rize Mutasarrıflığına bağlanmıştır. Bu tarihlerde Hopa ve Fındıklı ilçeleri bucak olarak Arhavi'ye bağlı iken, 1900 yıllıda Hopa ilçe olmuş, Arhavi de bucak olarak Hopa'ya bağlanmıştır. 1936 yılında Hopa ilçesi Artvin'e bağlanınca Arhavi bucağı da Artvin'e ait olmuştur. Arhavi, 1 Haziran 1954 yılında tekrar ilçe statüsüne kavuşmuştur. Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzeyine yerleşmiş olan ilçe, kuzeyden Karadeniz, batıdan Rize iline bağlı Fındıklı ilçesi, doğudan Hopa ilçesi, güneyden kısmen Murgul ve Yusufeli ilçeleri ile çevrilidir. Yüzölçümü 314 kilometrekare olan Arhavi, Kamilet ve Derecik olmak üzere 2 vadi üzerinde kuruludur. Arhavi, 1 belediye (ilçe), 30 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır. İlçenin genel olarak arazi yapısı engebeli ve dağlıktır. İlçe merkezi, köylerin aksine gerek iskana gerekse tarıma elverişli düz bir araziye sahiptir. Doğu Karadeniz Bölgesinin tipik dağlık yapısının hakim olduğu ilçede, 3000 metreye yaklaşan zirvelere sahip olan dağlar (Çatalkaya-2985 m., Koyunyayla-2292 m., Mete-2142 m., Dikme-2068 m.) bulunmaktadır. Deniz kıyısından 3000 M.ye çıkan dağlık yapıdan beslenen debisi ve akışı düzensiz bir çok derecikten beslenen ve yaklaşık 35 kilometre uzunluğundaki Arhavi (Kapisre) deresi ilçede mevcut tek akarsudur. İlçede, yaylalar üzerinde irili ufaklı çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; Nogadid, Sarıgöl, Alacagöl, Büyük Agara, Küçük Agara ve karagöllerdir.

 

Ardanuç

 

İlçede, M.Ö.VIII. yüzyılda sırasıyla Urartular, Sakalar ve İskit Türkleri, M.S. 75’ten sonra ise eski Oğuz kollarından olan Hazarlar, Barseller ve Bağratlılar yerleşmişlerdir. İlçe, 810 yıllarında Gürcü egemenliğine girmiştir. Anadolu Selçuklularının akınları sırasında yöreye Türklerin yerleştikleri görülür. Uzun yıllar Selçuklular’ın yönetiminde kalan Ardanuç, Moğol istilası sonrasında Moğollular’ın hakimiyetine girmiştir. İlçe, daha sonra sırası ile Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve İran Safavi devletlerinin hakimiyetinde kalmıştır.Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa 1551‘de Ardanuç’u fethederek Osmanlılara katmış ve Osmanlıların ilk Ardanuç sancağını kurmuştur. 93 Harbi olarak anılan Osmanlı-Rus savaşı sonunda yapılan antlaşma ile Rusya’ ya bırakılan İlçe, Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan halk oylaması sonucu tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Mondros Mütarekesi’nden sonra Ardanuç, önce İngilizlerin sonra Gürcülerin istilasına uğramış, Gümrü Antlaşması ile 7 MART 1921’de de Türkiye’ ye katılmış ve bugünkü Misak-ı Milli sınırları içinde yerini almıştır. 1945 yılına kadar Artvin’ e bağlı bir bucak olan Ardanuç aynı yıl İlçe olmuştur. Yüzölçümü 969 kilometrekare olan İlçe; kuzeyde Şavşat, güneyde Yusufeli ve Erzurum’un Olur İlçeleri, doğu Ardahan, batıda ise Artvin Merkez İlçe ile komşudur. Coğrafi bakımdan kırık bir arazi yapısına sahip olan Ardanuç‘un rakımı 500 Metre olup, tipik karasal iklime sahiptir. İlçe merkezi, Kürdevan Yanlızçam ve Horosan dağları ile çevrilidir. İlçe merkezinden, Bulanık, Horhot ve Ekşinar çaylarının beslediği Ardanuç Deresi geçmektedir. İlçenin yüzölçümünün 468 kilometrekaresi tarım arazisi, 311 kilometrekaresi Orman alanı, 149 kilometrekaresi ise dağlık ve kayalık araziden oluşmaktadır. Ardanuç, il genelinde mevcut dışa göç sorununu yaşayan bir ilçelerden biridir. Toplam nüfusu 14.477 olan Ardanuç’un merkez nüfusu 5.278, köy nüfusu ise 9.199‘dur. Nüfus yoğunluğu 15 kişi olan ilçenin (1990-2000 yıllarına göre) yıllık nüfus artış hızı %o (-) 20.56’dır. Ardanuç’un İl merkezine uzaklığı 39 km.dir. İlçe merkezinden geçen ancak karayolları standartlarında olmayan Ardanuç-Ardahan yolunun yapım çalışmaları devam etmektedir. İlçenin 49 adet köy ve 1 merkez belediyesi bulunmaktadır. Köyler dağınık yerleşime sahiptir. İlçe genelinde, 2002-2003 Eğitim ve Öğretim yılında, 2 adet anaokulu, 17 adet ilköğretim okulu, 1 adet yatılı ilköğretim bölge okulu, 1 adet pansiyonlu ilköğretim okulu ve 1 adet çok programlı lisede toplam 2.260 öğrenci eğitim ve öğretim görmüştür. Ardanuç, köy ve yayla şenliklerinin yoğun olarak düzenlendiği ilçelerden biridir. Bunların başlıcaları; Ardanuç Belediye Başkalığınca düzenlenen Aşıklar Şenliği ve Karakucak Güreş Festivali, Aydın Köyü Yayla Şenlikleri ve Karakucak Güreş Festivali, Bereket Köyü Yayla Şenlikleri ve Güreş Festivalidir. İlçede, 10 yatak kapasiteli 1 adet sağlık merkezi, 5 sağlık ocağı ve 22 sağlık evinde sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Ardanuç Devlet Hastanesinin yapımı sürmektedir. Mevcut sağlık kurumlarında 15 pratisyen hekim, 1 diş hekimi, 63 yardımcı sağlık personeli görev yapmaktadır. İlçe ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. İlçe halkının başlıca gelir kaynakları tarımsal üretim, hayvancılık ve mevsimlik iş olan orman işçiliğidir. İlçede sanayi tesisi olarak Orman Genel Müdürlüğü’ne ait (ORÜS) ve özelleştirme kapsamında olan 1 adet kereste fabrikası bulunmaktadır. Büyük sanayi tesisi bulunmayan ilçede, marangoz, demirci ve oto tamircileri gibi küçük çaplı işyerleri bulunmaktadır. İlçenin en önemli gelir kaynağı hayvancılıktır. Artvin’de hayvancılığın en gelişmiş olduğu ilçe Ardanuç’tur. Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu ilçenin en önemli yaylası olan Bilbilan Yaylasında yaz aylarında devamlı, cumartesi günleri ise büyük çapta olmak üzere hayvan pazarı kurulmaktadır. İlçede yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, patates, fasülye, mısır, domates, zeytin, elma, kızılcık, ceviz, üzüm ve armuttur. Kamusal imkanlarla da desteklenen arıcılık, yaylacılık kültürünün yaygın olduğu ilçede önemli gelir kaynaklarındandır. İlçede, son yıllarda örtü altı yetiştiriciliği-seracılık da yaygınlaşmaktadır. İlçede; Bulanık köyündeki Rabat Kilisesi, Adakale köyündeki Gevhernik Kalesi, Ferhatlı köyündeki Ferhatlı Kalesi ile Artvin-Ardanuç yolu üzerinde bulunan Cehennem Deresi Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken ve turistik değeri olan yerlerdir

 
 
   
 
-| MATRYX OLAYI :)|

-| MATRYX OLAYI :)| -| MATRYX OLAYI :)|

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol